Osmanlı Tarihinin İlk Dönemleri Neden Bu Kadar Belirsizlikle Dolu?

  • Osmanlı Beyliğine adını veren ve devletin kurucusu kabul edilen Osman Bey’in ortaya çıkışı, faaliyetleri dolayısıyla Osmanlı tarihinin ilk devreleri ve siyasi hadiseleri hakkında sağlam bir kronoloji veya kesin bilgi vermek oldukça güçtür.
  • Bu zorluğun sebebi, menkıbevi kaynaklar ve bu kaynaklara dayanarak yazılmış Bizans kronikleri dışında bu dönemi aydınlatan kaynakların bulunmayışıdır.
  • Osmanlı tarihinin ilk yılları ile ilgili bilgilerin çoğu menkıbelere boğulmuştur. Genellikle de 15 yüzyılda yazılmış ve daha çok kendi dönemlerinin görüşünü yansıtan kaynaklardır.
  • Bunlar, Aşıkpaşazâde, Oruçbey, Neşri, anonim Osmanlı tarihleri olarak sıralanabilir. Bu kaynaklar içerisinde yapılan titiz incelemeler bizlere Osmanlı tarihinin doğuşu hakkında ipuçları vermektedir. 

OSMAN BEY (Kara Osman, Osman Gazi)

  • İlk bilgiler daha çok Osman Bey’in kişiliği ile yakından ilgilenir. Osman Beyin, bir Gaza lideri vasfını kazanışı şeyh Edebali ile olan ilişkileri ve onun müjdesine dayandırılır.

NOT: Yılmaz ÖZTUNA’ya göre; Osman bey ilk eşi Bala hatun’un ölümünden uzunca bir süre sonra Mal hatunla evlendi. Mal hatunun babası Şeyh Edabali değil Ömer adında bir şahıstır. Mal hatundan Fatma, Alaettin, Çoban, Hamit, Pazarlı ve Melik doğdu. Diğer yandan bazı kaynaklara göre, bu çocukların annesi Bala hatun, Orhan Bey’in annesi Mal hatundur. Doğruluğunu ispatlamanın imkânsız olduğu eski Osmanlı kaynak ve rivayetleri ise Şeyh Edebali’nin kızının Mal hatun olduğunu kaydetmişlerdir. Ancak kesin olarak bilinen, Osman Bey’in Şeyh Edebali’nin, güzellik şöhreti bütün civarı tutan kızına âşık olduğu; onunda genç ve güzel bey’e gönül verdiği şeklindedir.

  • Çağdaş Bizans kaynakları Osman Beyin, Kastamonu beyine bağlı olarak onun bölgesinde faaliyette bulunduğundan bahseder.
  • Kayı boyuna mensup diğer bir kol Söğüt ve civarındadır. Bu kolun Osman Bey’in adını alması da şüphesiz onun boy lideri olmasına ve gaza faaliyetleri ile kazanmış olduğu şöhrete dayalıdır. Türkmen boyları bölüklere ayrılmaktadır ve her bölük kendi idarecisi olan kişinin adıyla anılmaktadır.

O zaman Kayı boyu neden Ertuğrul Gazinin ya da onun babası Gündüz Alp’in ismi ile değil de Osman Beyin ismi ile tanınmıştır?

  • Bunun sebebi, Osman Bey’in giderek kendi boyu içinde güçlenmesi, hatta Bizans’a karşı yaptığı başarılı fetihler ve gaza ile giderek ünlenmesi, bir anda Gaza ve cihadın önderi durumuna gelmesi ve bağımsız beylik sürecini başlatması ile alakalıdır.

DİKKAT: Burada görüldüğü gibi Halil İnalcık‘a göre Ertuğrul Gazi’nin babasının ismi dizide olduğu gibi Süleyman Şah değil Gündüz Alp’tir.

  • Artık onun liderliği altında girişilen gaza ve fetihlerin sonucu olarak Kayı boyunun yapısında ve yaşantısında önemli değişiklikler olacak, uç bölgesinin biraz dağınık ve karışık yapısına çekidüzen verilecek ve böylece bir beylik doğacaktır. Bağımsız beylik olma süreci Türkmen geleneği ile önceleri basit şekillerde de olsa İslami gaza- cihat anlayışının birleşmesi sayesinde gerçekleşecektir.
  • Doğuda Eskişehir’den, Batıda Bursa ve İznik sınırlarına kadar uzanan bölgeye hâkim olan Osman Bey, ilk etapta çevresindeki Bizans tekfurlarına karşı ani ve amansız bir mücadeleye girmekten ziyade onlarla iyi geçinip bölgedeki durumunu güçlendirmeye çalıştı.
  • Kendisine ilk büyük hedef olarak İznik’i belirledi. Onun Beylik içinde gazayı bir ideoloji haline getirerek kuvvetlenmesi, hem çevresindeki bazı Türkmen beyliklerinin halkının ve askerinin ona katılmasını sağladı. Hem de bazı Bizans tekfurlarının da ona katılmasına yol açtı.
  • İznik’i tehdit etmesi, 1302 de Bizans’la yaptığı Koyunhisar (Bafeon) savaşı onun kudretinin ilk belirtilerini oluşturdu. Bu andan itibaren tüm Anadolu’da büyük bir üne kavuştu. Ve böylece diğer Türkmen beylikleri arasında gazanın lideri sıfatıyla sivrilmeye başladı.

NOT: Halil İnalcık, Osmanlı Devleti’nin kuruluş tarihinin 1302 olduğunu kabul etmektedir. Ona göre Osman Bey kazandığı bu ilk büyük zaferle bir hanedan kurucusu olarak ön plana çıkmaya başlamış, Anadolu Türklüğü tarafından gazanın önderi olarak benimsenmiştir. Yine son yapılan araştırmalara göre Osman Koyunhisar zaferinden sonra kendi adına para bastırmış ve hutbe okutmuştur. Bunlar Türk-İslam dünyasında bağımsızlık sömbolleridir.

  • Osman Bey özellikle Bizans’ın para ile getirdiği Katalan askerlerin bölgeden çekilmesinden sonra (1304) İznik ve Bursa üzerindeki baskıyı artırdı. Bizanslıların bir müdafaa hattı oluşturarak onların faaliyetlerine set çekme ve durdurma çabaları bir sonuç vermedi.
  • Osman Bey’in gazanın lideri durumunda olan kutsal, efsanevi bir şahıs olduğu Anadolu Türkleri arasında kulaktan kulağa yayıldı. Bu da diğer sebeplerle birlikte Osmanlı Beyliği’nin insan gücü kaynağının oluşmasında önemli rol oynadı.
  • Bu dönemden itibaren Osmanlı Beyliği’nin temel hedefi diğer Türkmen beyliklerinde olduğu gibi “küfür kapısına” yani gayrimüslim topraklara karşı İslami kaynaktan beslenen gaza- cihat amacıyla yapılan fetih siyaseti izlemek olacaktı. Bu aynı zamanda geleneksel Oğuz-Türkmen töresinde ki alperenlik kavramı ile iyi bir uyum sağladı.
  • Osman Bey’in liderliğindeki bu gaziler ve uç bölgelere hâkim olan yaygın tarikatlar, yerleşik üst İslam kültüründen farklı bir kültür çevresinden besleniyordu. Buna bağlı cengâverlik ruhu ve ganimet propagandası, Fetih heyecanını arttırdığı gibi artık efsanevi şöhrete ulaşan Osman Bey’in beyliği’nin siyasi hedefini de tayin ediyordu.
  • Böylece yavaş yavaş bir Osmanlı olgusu ortaya çıkmaya başladı. Bu olgu, yalnızca uç bölgesinin halkını değil aynı zamanda yeni fethedilen topraklarda yaşayan yerli halkı da içine alacak biçimde genişliyordu.
  • Böylece ortaya çıkan, giderek gücünü artıran ve Bizans’a doğru sürekli genişlemeyen, Osmanlı beyliği artık çevresindeki komşu Türkmen beylikleri ile olan ilişkilerine yeni bir sürece giriyordu. Bu süreçte onları kendine bağlamaya çalışacaktı. Özellikle bu beyliklerin intikali, yeni fetihler için gereken insan gücünü onlara sağlayacaktı. Osmanlılar giderek güçlenip  bir yandan Rumeli’de tutunurlarken diğer yandan diğer beylikler üzerinde daha kontrollü bir şekilde hakimiyet iddiasına başladılar. Ancak her şeyden önce bu faaliyetlerinin Gazi görüntüleri ile bağdaşması gerekiyordu.

Anadolu beylikleri karşısında Osmanlılar

  • Kuruluş yıllarında Osmanlı beyliği Bizans hududunda fetihler yaparak güçlenirken, Anadolu’da gazanın önderi durumuna gelirken gösterirken Anadolu beyliklerinden bazıları iç bölgelerde kalarak bu şanstan mahrum kalmıştır. Aydınoğulları, Menteşeoğulları, Saruhanoğulları, Karesioğulları gibi sahil emirlikleri ise denize açılmak suretiyle gaza faaliyetlerini sürdürmeye çalışmışlardır. Ancak gaza yapabilecekleri bir tek Adalar ve Trakya sahilleri vardı. Dolayısıyla, gaza yönü hem çok sınırlı, hem de sürdürmesi zordu.
  • Buna karşılık Osmanlılar uygun coğrafi mevkileri itibarıyla gaza-ganimet için daha kuvvetli bir şansa sahiplerdi. Bu şansı iyi değerlendirmeyi bildiler. Gazanın yanında yaptıkları ganimet propagandası diğer beyliklerin askeri kuvvetini kendilerine çeken bir mıknatıs vazifesi gördü. İlk Osmanlı kaynağı olarak kabul edilen Ahmedi’nin eserinde bilhassa bu gaza bakışının ön plana çıkarılıp övülmesi ve adaleti yaymakta ki hassasiyetlerine temas edilmesi, Şükrullah’ın “Behçetü’t tevarih” inde belirttiği gibi Osman Bey’e çevre illerden birçok savaşçının katılmasına yol açmıştı. Dolayısıyla komşu beyliklerin askeri güçleri ve dayandıkları halk tabakalarının kazanılma süreci başlamış oluyordu.
  • Osmanlılar önce güçlü Germiyanoğulları‘nın baskı ve nüfuzlarına karşı halkı koruma siyaseti izlediler. Adalete olan bağlılıklarını ön plana çıkardılar.
  • Ardından komşu beyliklerden Karesioğulları’nda ortaya çıkan beylik kavgasından yararlandılar. Himaye altına alma, bir kısım toprakları tımar veya mülk olarak bırakma, ileri gelen Ümerayı kendi askeri sistemlerine alma gibi yollarla buranın ilhakını gerçekleştirdiler.
  • Germiyanoğullarına ait toprakların bir kısmını akrabalık bağı ile (Çeyiz olarak Kütahya, Emet, Simav, Tavşanlı alınmıştır.)
  • Hamitoğulları topraklarının bir bölümünü de satın almak suretiyle (Beyşehir, Akşehir, Isparta, Yalvaç) ele geçirdiler. Toprak satın alma keyfiyeti Osmanlı Beyliği’nin ekonomik gücünü, geçim sıkıntısı çeken çevredeki komşu beyliklere gösterdi ve iyi bir propaganda aracı oldu.
  • Batı Anadolu beyliklerinin Osmanlılara tabii olması I. Murat ve Yıldırım Bayezid zamanlarında büyük ölçüde tamamlandı. Yalnızca 1402 Ankara Savaşı ve Timur istilası sonrasındaki kısa bir dönem Anadolu Türk Birliği bozulmuş olsa da kısa zamanda tekrar sağlandı. Bu süreçte Osmanlılara karşı uzun süre direnen olan tek beylik kendilerini Selçukluların meşru varisi olarak gören Karamanoğulları olacaktı.
  • Osmanlıların Anadolu beyliklerine karşı giriştikleri fetih siyasetini meşru zemine oturtabilmek için yoğun bir çaba harcadıklarını görmekteyiz. Onlar bir taraftan eski Oğuz töresini ve Kayı üstünlüğünü ortaya koyarlar. Bir taraftan da İslami “dar’ül harp-dar’ül İslam” kavramını işletmişlerdir. Özellikle bu sonuncusu onların İslami hukuka bağlılıklarının örneğini oluşturur. Osmanlılar onları, gaza yapan bir İslam Devleti’ni arkadan vuran eşkıya olarak nitelendirip bunlara karşı takip edilen siyaseti, “mani-i gazaya gaza, gaza-yı ekberdir.” (Gazaya mani olanlarla gaza yapmak daha büyük gazadır.) şeklinde formüle etmişlerdir. Başlangıçta basit şekillerde izah edilen iki Müslüman beyliğin birbiriyle mücadele etmeleri konusu ilerleyen dönemlerde Osmanlı tarihçileri tarafından kendi zamanlarının şartları içerisinde meşru zemine oturtulacaktır.
  • Osmanlıların komşu Türkmen beylikleri üzerindeki baskıyı artırmaları daha ziyade I. Murat döneminde, özellikle Rumeli’ye geçtikten sonra gerçekleşti. I. Murat’ın döneminde ile Osmanlılar Konya’ya kadar ilerlediler ve Karamanoğulları üzerindeki baskıyı artırdılar. I. Murat’ın bir taraftan Hamitoğulları topraklarına, öte yandan Amasya’ya doğru yayılması, Candaroğulları ve Karamanoğullarını dehşete düşürdü.
  • 1387 de ki Frenkyazısı Savaşı Karamanoğulları’nın yenilgisiyle sonuçlandı. Konya kuşatıldı. Selçuklu varisi iddialarıyla diğer Türkmen beyliklerinin koruyuculuğunu üstlenmiş olan Karamanoğulları I. Murat’ın üstünlüğünü tanımak zorunda kaldılar. Böylece Osmanlılar Anadolu’da rakipsiz durumda kaldı. I. Murat’ın bu faaliyetleri Anadolu’da Türk birliğini oluşturma yolunda atılmış önemli bir adım niteliğindedir.

Osmanlı toprağı olan ya da Osmanlı’nın üstünlüğünü kabul eden Anadolu beyliklerinin halkı bu hâkimiyeti kolay kabul etti mi? 

  • Osmanlı sistemi henüz merkezileşmesini tamamlanmamıştır.
  • Beyliklerin cemiyet yapısı ile Osmanlı cemiyetinin taban itibarıyla birbirileri ile aynı kültür çevresinde mensuptur.
  • Öte yandan tımar ve mülk yoluyla yerli bey aristokrasisine riayet edilmiş ve onları kendi sistemlerine almışlardır.
  • Ayrıca gaza ve ganimet propagandası ve nihayet gazi şöhretleri,

Osmanlı toprağı olan veya ona bağlı hale gelen beyliklerde yaşan Türk halkının bu durumu kolayca kabul etmesini sağlamıştır.

DİKKAT: OSMAN BEY DÖNEMİNDE YAŞANAN SİYASİ GELİŞMELER İÇİN AYRICA BAKINIZ: OSMAN BEY DÖNEMİ SİYASİ GELİŞMELERİ