• Saltanat süresi: 27 yıl
  • Üçüncü Osmanlı sultanıdır.
  • Orhan Bey ile Nilüfer hatun’un oğludur.

1340’da ağabeyi Süleyman İzmit Sancakbeyi olunca, Bursa Sancakbeyliğine getirildi. Ağabeyi Süleyman Paşa’nın Rumeli’de başlattığı fetih hareketlerine katıldı. Çorlu ve Lüleburgaz’ı ele geçirdi. 1359’da ağabeyinin beklenmeyen ölümünün ardında Rumeli’deki birliklerin komutasını devraldı.

  • Osmanlı Devleti’ndeki herkesin (şehzade Murat da dâhil olmak üzere) bir sonraki padişah olarak düşündükleri Rumeli Fatih’i şehzade Süleyman Paşa’nın beklenmeyen ölümü üzerine devlet güneşi şehzade Murat’ın üzerine doğdu. Babası Orhan Bey’in 1362’de ölümünün ardından Bursa ahileri tarafından Bursa’ya çağrılarak bey ilan edilen I. Murat hazırlıksız olarak çıktığı Osmanlı tahtını layığı ile yönetmeyi başardı.

Hükümdarlığının ilk Yılları

  • Onun Rumeli’den ayrılmasını fırsat bilen Bizans, Çorlu ve Malkara’yı Türklerden geri alıp Osmanlı kuvvetlerini geri çekilmek zorunda bırakmıştı. Bu arada Ankara ahileri Eretna Devleti’nin kışkırtmasıyla Ankara’daki Osmanlı muhafızlarını kovmuştu. Tüm bunların üzerine bir de Bizanslıların kışkırttığı Osmanlı şehzadeleri ve özellikle I. Murat’ın ağabeyi şehzade Halil Eskişehir’de ayaklandılar.
  • I. Murat önce Ankara üzerine yürüdü ve ahileri teslim aldı. Sonra Eskişehir’e yöneldi burayı da ahilerden geri aldı ve ağabey Halil ve kardeşlerini öldürdü (burada görüldüğü üzere Osman Bey’in amcası Dündar bey’i öldürmesi ile başlayan merkezi otoritenin parçalanmaması adına yapılan şehzadelerin katledilmesi işi devam etmektedir. İleride Fatih Sultan Mehmet, Kanunname-i Ali Osman’a “Devletin bekası ve nizam-ı âlem için kardeş katli vaciptir.” maddesini koyarak aslında en baştan beri yapıla gelen bu uygulamayı yasallaştıracaktır.)

Rumeli’deki fetihler

  • Birinci Murat Osmanlı Devleti’nin daha da güçlenmesinin Rumeli’de yapacağı fetihlere bağlı olduğunu biliyordu. Bunun için Rumeli’deki fetihlere öncelik verdi. Çandarlı Kara Halil’i kazasker, lalası Şahin Bey’i Beylerbeyi olarak atadı.
  • 1363’te Rumeli’ye geçen I. Murat,  Çorlu ve Lüleburgaz geri aldı. Buralara Anadolu’dan getirilen Türkler yerleştirildi. Böylece yapılan fetihlerin kalıcı olması amaçlanıyordu. Akıncı komutanlarından Evrenuz Bey, Malkara, Keşan ve İpsala’yı Hacı İl Bey ise Dedeağaç ve Dimetoka’yı ele geçirdi. Bundan sonra sıradaki hedef Edirne idi.

Sazlıdere savaşı (1363)

  • Edirne’nin fethi için toplanan savaş divanında alınan karara uygun olarak Bulgar yardımının Bizans’a ulaşmasını engellemek için Kırklareli yöresini ve batı Dimetoka’da önlemler alındı.
  • Babaeski ve Pınarhisar arasındaki Sazlıdere’de toplanmış olan Bulgar-Bizans ittifak kuvvetleri ile yapılan meydan savaşında düşman bozguna uğratıldı.
  • Bu savaştan sonra Edirne bir direniş göstermeden teslim oldu.
  • Rumeli fetihlerini devam ettirmek isteyen bir Murat Dimetoka’yı merkez yaptı. Lala Şahin Paşa’yı Filibe’nin, Evrenuz Bey’i Gümülcine’nin alınması ile görevlendirdi. Filibe’nin düşmesi üzerine Bizans imparatoru, I.Murat’la anlaşmak zorunda kaldı. Türklerin fethettiği yerlerin kendilerinde kalmasını kabul etti.
  • Daha sonra Anadolu’ya dönem I. Murat kazasker Çandarlı Kara Halil Hayrettin’i paşa unvanıyla vezir olarak atadı.

Sırpsındığı savaşı (1364)

  • Edirne’nin fethedilmesi ve Türklerin Balkanlar’da hızla ilerlemeleri Sırp ve Bulgarları telaşa düşürdü. Türklere karşı Papa’dan yardım istediler. Papa V. Urban, Macar kralı Layoş’u bir Haçlı seferi düzenlemekle görevlendirdi.
  • Kurulan Haçlı ordusuna Bulgarlar, Eflaklılar, Bosnalılar, Macarlar ve Sırplar katıldı. Amaçları Edirne’yi Türklerden geri almak ve Türkleri Rumeli’den atmaktı. Bu sırada I. Murat Bursa’da bulunmaktaydı.
  • Rumeli Beylerbeyi Lala Şahin Paşa durumu I. Murat’a bildirerek yardım istedi. Ayrıca bir tedbir olarak Hacı İl Bey’i haçlıların durumunu öğrenmek için keşif yapmakla görevlendirdi. Haçlılar kendilerine fazlaca güvenerek düzensiz olarak ilerliyorlar ve tedbir almak gereği bile duymuyorlardı. Haçlı ordusunun konakladığı yere gece ani bir baskın düzenleyen Hacı İl Bey düşmanı yenilgiye uğrattı. Haçlıların çoğu Meriç nehrinde boğuldu. Macar kralı Layoş canını zor kurtardı. Meriç nehri kenarında yapılan bu savaşa Sırpsındığı savaşı denilir.
  • Sırpsındığı zaferi ile balkanlarda hızla ilerleme imkânı sağlandı ve fetih yolları açılmış oldu. Ayrıca balkanlardaki Macar nüfuzu kırıldı.
  • Tüm bunların yanında Edirne’nin güvende olduğuna karar veren Osmanlı devleti başkentini bu şehre taşıdı. Böylece Edirne Osmanlı Devleti’nin ikinci başkenti oldu.

Rumeli’de fetihler devam ediyor

  • 1367 de Kara Timurtaş Bey, Bulgarların elindeki Kızılağaç ve Yanbolu’yu, Lala Şahin Paşa da Samakov’u aldı. I. Murat, Bulgarların elindeki Aydos, Karinâbât, Süzebolu kaleleri ile Bizans’ın elindeki Hayrabolu’yu aldı. Daha sonra Pınarhisar, Vize ve Kırklareli ele geçirildi. Bu hızlı ilerleyişi karşısında Bulgar kralı Ivan Şişman (susmanus) Osmanlı egemenliğini kabul edip kız kardeşi Mara’yı I. Murat’a verdi. Ancak Bulgar kralı Türklerin ilerlemeye devam edeceğini düşünüyordu. Bu yüzden Makedonya Sırp kralıyla birleşti. (1371) Ama bu birleşik ordu Samakov’da Osmanlı kuvvetlerine yenildi. Sırplar Çirmen’de aynı yıl yapılan ikinci savaşı da kaybedince Batı Trakya ile Makedonya tümüyle Türklerin oldu.

Çirmen savaşı (1372)

  • Sırpsındığı zaferinden sonra Osmanlı devleti Rumeli’deki fetihlere hız verdi. Bir tarafta Timurtaş Paşa, diğer yanda Lala Şahin Paşa ve bizzat 1. Murat’ın kendisi Rumeli’nin fethini tamamladılar. Türkler ile mücadele edemeyeceğini anlayan Bulgar kralı Ivan Şişman, Osmanlı hâkimiyetini kabul etti.
  • Osmanlıların balkanlarda hızla ilerlemeleri karşısında Sırp kralı Vukaşin ile kardeşi Makedonya Sırp prensi Osmanlılara karşı birleştiler. Birleşik Sırp kuvvetleri Evranuz Bey tarafından Çirmen Savaşı’nda yenilgiye uğratıldı.
  • Çirmen zaferi sonrasında Makedonya yolu Türklere açıldı. Bu bölgedeki Sırp direnişinin çökertilmesi sonucu Kavala, Drama, Serez alındı ve Anadolu’dan  getirilen Türkler bu bölgelere yerleştirildiler.

Anadolu Türk birliğini sağlamak için atılan adımlar

  • I. Murat 1376 da Bursa’ya döndü. Büyük oğlu şehzade Bayezid’i (geleceğin Yıldırım Bayezit’i) Germiyanoğlu Süleyman Şah’ın (Şah Çelebi) kızı Devlet Hatun (bazı kaynaklara göre Sultan Hatun) ile evlendirdi. Süleyman Şah, kızının çeyizi olarak Kütahya, Simav, Tavşanlı ve Eğrigöz’ü Osmanlılara verdi.
  • I. Murat, Candaroğulları’ndaki taht mücadelesine müdahale etmiş, babasına karşı ayaklanan Süleyman paşa’yı destekleyerek Candaroğulları‘nı egemenlik altına almıştır.
  • I. Murat, Hamitoğulları’ndan Akşehir, Yalvaç, Yenişehir, Seydişehir ve Şarkikaraağaç’ı 80.000 altın karşılığında satın aldı. Bu satın almanın şöyle de bir özelliği vardır: Ekonomik sıkıntı içindeki Anadolu Türkleri Osmanlı Devleti’nin ekonomik refahını görmüşler. Bu da Anadolu Türk birliği için Osmanlılara son derece faydalı bir propaganda aracı olmuştur.
  • I. Murat, Osmanlı Devleti’nin Anadolu’daki en büyük rakibi durumundaki Karamanoğulları ile akrabalık kurmak istemiş, 1376’da kızı Melek hatunu Karamanoğlu Alaaddin Bey ile evlendirmiştir. Ancak Karamanoğulları Osmanlıların kendi sınırlarına kadar genişlemesinden kaygılanarak Beyşehir’i işgal edince I. Murat, sefere çıkmış ve 1387’de Karamanoğulları ile Frenkyazısı Savaşı yapılmıştır. Savaşı kaybeden Karamanoğlu Alaaddin Bey Konya’ya kaçmış, I. Murat’da onu takip ederek Konya’yı kuşatmıştır. Ancak kızı Melek hatunun bağış dilemesi üzerine Alaaddin Bey’i bağışlamıştır. Bu savaş Selçuklu varisi iddialarıyla diğer Türkmen beyliklerinin koruyuculuğunu üstlenen Karamanoğulları’nın Osmanlı üstünlüğünü tanımak zorunda kalmasını sağlamıştır. Böylece Osmanlılar Anadolu’da rakipsiz duruma gelmiştir.

Ploşnik bozgunu (1387)

  • I. Murat Anadolu’da iken Rumeli’de bıraktığı Timurtaş Paşa, Evrenuz Bey ve Çandarlı Halil Hayrettin Paşa Rumeli’deki ilerlemeyi sürdürdüler. Sofya, Niş, Manastır gibi merkezler fethedildi.
  • Türklerin Balkanlar’daki önemli merkezleri tek tek almaları başta Sırp kralı Lazar olmak üzere Boşnak, Hırvat ve Arnavut prenslerinin bir kez daha birleşmesine sebep oldu.
  • Haçlı kuvvetleri Akıncı komutanlarından Şahin Paşa’nın akıncılarını Ploşnik’de pusuya düşürdü. Türk akıncılarının aldığı bu yenilgi Balkan milletlerini Türkleri Balkanlardan atma konusunda umutlandırdı.

I. Kosova savaşı (1389)

  • I. Murat, Ploşnik galibiyeti ile umutlanan ve ardı ardına Osmanlı garnizonlarına saldıran Haçlı kuvvetlerini durdurmak için karşı saldırıya geçmeye karar verdi. Çandarlı Ali Paşa’yı Tırnova’yı almakla görevlendirdi. Şumnu, Tırnova, Silistre ve Niğbolu’nun alınmasından sonra Bulgar kralı Yuvan Şişman teslim oldu. Böylece Bulgar krallığı Savaş dışı bırakılmıştı.
  • Bu sırada I. Murat, Anadolu beyliklerinden de aldığı yardımcı kuvvetler ile Rumeli’ye geçti. Çandarlı Ali Paşa’da kuvvetleri ile birlikte Padişaha katıldı.
  • Osmanlı ordusu Üsküp ile Piriştine arasındaki Kosova’da (ya da Karatavuk ovası) birleşik Haçlı ordusuyla karşılaştı. Sırp kralı Lazar kumandasındaki Haçlı ordusunda Sırp, Boşnak, Macar, Eflak, Arnavut ve Çek kuvvetler vardı. İki ordu arasındaki savaş yaklaşık 8 saat sürdü. Osmanlı Devleti’nin kesin zaferiyle sonuçlandı. Şehzade Bayezid’in savaş sırasında gösterdiği ustalık, zaferin kazanılmasında önemli rol oynadı.

  • Ancak I. Murat, savaş alanını gezerken yaralı bir Sırp tarafından (Miloş Obiliç) hançerlenerek şehit edildi. Böylece I.Murat savaş alanında şehit edilen tek Osmanlı padişahı olmuştur. Bunun üzerine Sırp despotu Lazar ve yanındakiler kılıçtan geçirildi.
  • I. Murat’ın cenazesi Bursa’ya getirilerek Çekirge’deki türbesine gömüldü.

Birinci Murat ve beylik düzeninden devlet düzenine geçiş

  • I. Murat dönemi yalnızca Rumeli ve Anadolu’da yapılan fetihlerle değil aynı zamanda devlet örgütlenmesi için atılan adımlarla da dikkate değerdir.

Onlara birkaç tane örnek vermek gerekirse

1. Orhan Bey zamanında kurulan Divan-ı Hümayun’un yapısını değiştirdi ve buraya yeni üyeler ekledi. Vezirlerin sayısını artırdı ve bu vezirlerden bir tanesini Baş vezir (büyük vezir) haline getirerek Sadrazamlık yani Vezir-i Azamlık makamına oluşturdu. Osmanlı Devleti’nin ilk sadrazamı ise Çandarlı Ali Paşa (cendereli Zade Ali Paşa) olmuştur.

2. Özellikle Rumeli’de yapılan fetihlerden sonra idari yapılanmaya giderek Rumeli eyaletini yani beylerbeyliğini kurdu. Lalası Şahin Paşa’yı da Rumeli Beylerbeyi olarak atadı.

3. Ordu teşkilatında yeni düzenlemeye gidildi. Şöyle ki devletin büyümesi ile birlikte Orhan Bey döneminde kurulan yaya ve müsellemler ordusu yetersiz kalmaya başlamıştı. Sadrazam Çandarlı Halil Paşa’nın önerisiyle genç, Hıristiyan tutsaklarından asker olarak yararlanmak üzere Yeniçeri Ocağı kuruldu. Kurulan bu ocağa kaynak temin etmek için pençik kanunu yürürlüğe sokuldu.

Bu kanuna göre: Peygamber efendimizden beri İslam Savaş hukukuna göre savaşlarda elde edilen ganimetin beşte dördü savaşan askerin hakkı iken beşte biri askeri savaşa götüren devletin hakkı olagelmiştir. İşte pençik kanunun temel dayanak noktası budur. Sözcük Farsça penç (beş) kelimesinden gelmektedir. Bu kanuna göre ele geçirilen her 5 esirden birine devlet el koyardı. Bu tutsaklar Acemi Ocağına (Acemi Oğlanlar Ocağı) alınarak Yeniçeri Ocağı’na asker olarak yetiştirilirdi. Askerlik yapamayacak durumda olan esirlerden ve kadınlardan ise belli bir vergi alınırdı.

4. Karamanlı Kara Rüstem Paşa’nın önerisiyle ilk mali teşkilat oluşturuldu. Pençik akçesi ya da Pençik resmi denen bir vergi kondu. Mali teşkilatı idare etmek için defterdarlık makamı oluşturuldu.

5. Adli yapılanmayı da bir adım ileri götüren I. Murat ilk kez kazaskerlik makamı ne oluşturmuştur. Kazasker, Osmanlı devleti için adalet bakanıdır. Osmanlı Devleti’nin ilk kazaskeri ise yine Çandarlı ailesinden Kara Halil’dir.

  • Yapılan tüm bu çalışmalardan sonra şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki; Osmanlıları aşiret kimliğinde Beylik kimliğine geçiren Orhan bey iken, Osmanlıları Beylik kimliğinden devlet kimliğine geçiren I. Murat olmuştur.

Hüdavendigâr ne demektir? I. Murat neden bu unvanı kullanmıştır?

  • Farsça kökenli olan bu kelime hükümdarların kullandığı unvanlardan biridir. Bu kelimeye yakın hükümdarlık unvanlarının Türk-İslam dünyasında Gazneliler, Harzemşahlar, Selçuklular tarafından kullanıldığı bilinmektedir. Osmanlı devlet yönetiminin en çok etkilendiği devletin de Türkiye Selçuklu Devleti olduğunu eklememiz gerekir.
  • “Hüda” Farsçada “Tanrı” anlamına gelir. “vend” ise mülkiyet veya benzerlik ifade eder. Kelimenin sonundaki “gâr” eki ise nispet ve mübalağa anlamına gelir. Kelimeyi bütün olarak düşündüğümüzde “Tanrı, hakim, hükümdar, efendi, Emir” gibi anlamlara gelebilir. Yani Osmanlılar için Padişah ile eş anlamlıdır.
  • Diğer yandan I. Murat, Osmanlı hükümdarları içinde “sultan” unvanını kullanan ilk hükümdardır. Bu unvanların kullanılması ile ilgili tarihçiler tarafından şöyle bir yorum yapılmaktadır: I. Murat devrine kadar tüm Anadolu Türk beylikleri gibi Osmanlılarda en azından görüntüde İran’daki İlhanlı Devleti’ne bağlı kalmıştır. I. Murat devrine gelindiğinde İlhanlı Devleti yok olmuş durumdadır. Hem yukarıda bahsettiğimiz devlet örgütlenmesi ile ilgili adımlar hem de “Sultan ve Hüdavendigâr” unvanlarının kullanılmasını birlikte düşündüğümüzde; Osmanlı Devleti’nin I. Murat devrinde tam anlamıyla bağımsız bir devlet kimliğine büründüğünü söyleyebiliriz.