CUMHURİYET’İN İLANI
Devleti idare edenlerin seçimle iş başına geldiği yönetim şekline cumhuriyet denir. Önceleri devletimizin adı Osmanlı Devlet’iydi. Verilen savaşlarla, mücadeleler ile dillere destan direnişimizle özgürlüğümüzü tekrar kazandık ve cumhuriyete kavuştuk. Cumhuriyet sizce halk mıdır? Cumhuriyet bence halktır; Sonuçta kendi içlerinden bir kişiyi adaletli bir şekilde yönetime geçiriyorlar.
Reformlarla, Rönesanslarla ve sanatsal faaliyetlerle gelişmekte olan Avrupa devletleri ile komşu olan Osmanlı devleti geride kalmakta, hatta hiç ilerleyemiyordu. Çünkü saray ve çevresi taht kavgaları, siyasi rekabetlerle daha çok meşguldü ve bu onları epey bir uğraştırıyordu. Bir tarafta ümmetçi gruplar diğer tarafta milliyetçiler vardı. Bilimde, sanatta ve sanayide ilerleme yoktu. Balkanlarda başlayan milliyetçilik akımı ile Osmanlı toprak kaybediyordu. İşte bu gerileme, kaybedilen savaşlar ve ekonomik sıkıntılardan kurtulmak için Almanlarla birlikte 1. Dünya Savaşı’na girmemize neden olan büyük etkenlerdi. Osmanlı’nın geldiği bu sonuç yeni bir varoluşun başlangıcı olacaktır.
Büyük Türk milletinin yeniden var olabilmesi için yeni bir yönetim şekli ile Anadolu’ya can suyu verilmeliydi. Bu can suyu herkesin söz sahibi olduğu, yenilikçi, milli kaynakların kullanıldığı ve din ve devlet işlerinin birbirinden ayrıldığı ülkeyi huzur ve refaha kavuşturacak olan cumhuriyet yönetimi olmalıydı. Bu yolda ilerleyecek olan Türk milletinin liderliğini ise dahi, vatansever ve lider ruhlu olan Mustafa kemal Atatürk yapacaktı. Osmanlı devletinde subay olarak yetişen, birçok önemli savaşa katılmış, milletin sorunlarını bilen Mustafa Kemal Atatürk, bu yolda planlı ve dava arkadaşları ile beraber dönülmez bir kurtuluş yoluna çıkmışlardı. 19 Mayıs 1919’da Atatürk’ün Samsun’a çıkışı ile başlayan mücadele Kurtuluş Savaşı adını almıştır. Ve bu uzun zorlu yol zaferle sonuçlandı. Mustafa Kemal’in liderliğinde kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisinin önemli bir görevi vardı. Savaştan ve büyük kayıpların ardından çıkış yolu arayan büyük Türk milleti en uygun yönetim biçimi olan cumhuriyete geçiş için her türlü fedakârlığı yapmaya hazırdı. Bu fedakârlıklar içinde en büyük adım cumhuriyetin ilanı oldu.
Cumhuriyetin ilânı ile “egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir” kuralı artık devlet yönetiminde demokrasiye giden yol daha aydınlık olarak çiziliyordu. Hala Osmanlı Devleti’nin halk üzerindeki etkileri devam etmekteydi. Savaştan çıkmış bu yorgun halka Atatürk, cumhuriyeti ilan ederken demokrasinin bütün kurallarının zamanı geldiğinde uygulanması görüşündeydi. Cumhuriyet’in ilanıyla beraber inkılâplar ve düzenlemeler zamanla uygulandı. Saltanat ve hilafet kaldırılarak milletin egemenliği teminat altına alındı. Kapitülasyonlara son verilerek devletin ekonomik özgürlüğü sağlandı. Din ve devlet işleri birbirinden ayrıldı buna da laiklik dendi. Ulu önder atatürk bunların hepsini başarıyla ve yerli yerinde kullandı.
Sonuç olarak Cumhuriyet’in ilanı Türk Ulusu’nu çağdaş uygarlık seviyesine çıkarmıştır. Türk halkının eğitim seviyesini, huzur ve refahını arttırmıştır. Atatürk’ün “cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz.” Sözünü yaşatmak için gençler olarak elimizden gelenin daha fazlasını yapmaya devam edeceğiz…
Henüz Hiç Yorum Yapılmamış