DİKKAT: Osmanlı devleti dönemindeki alfabeyi ve özelliklerini bilirsek, bu inkılâba neden ihtiyaç duyulduğunu da yapılan inkılâbın tam olarak ne olduğunu da daha iyi anlayabiliriz.

 Osmanlı Devleti döneminde:

  • Kullanılan dil Türkçedir. Türkçe Arap alfabesi ile yazılmaktadır.

DİKKAT: Osmanlıca diye bir dil yoktur. Osmanlı dönemi Türkçesi diyebiliriz. Bu dönem Türkçesi içerisinde fazlaca Arapça ve Farsçanın olduğu bir Türkçedir. Bu Türkçe, Arap harfleri ile yazılmaktadır.

  • Mustafa Kemal, toplumun içinde bulunduğu durumun, geri kalmışlığının asıl sebebinin Cehalet olduğunun farkındadır. Cehaletin en büyük düşmanı ise kitaplar ve okumaktır.
  • Memlekette okuma yazma oranını artıracak tedbirler alınması şarttı.

Arap Alfabesi ile Türkçe arasında okuma-yazmayı zorlaştırıcı bir takım uyuşmazlıklar vardır.

Örneğin;

  • Arap Alfabesinde harfler kelimenin başında, sonunda ve ortasında şekil değiştirmektedir.
  • Arap dilinde olup, Türkçede bulunmayan sesler vardır.
  • Türkçede olup Arap alfabesinde olmayan sesler vardır.
  • Osmanlı Türkçesi sesli harf ya da hareke (Arap alfabesinde sesli harflere karşılık gelen işaretler) olmadan yazılmaktadır.
  • Tüm bunlar kelimeleri okumak yerine biçimlerini ezberlemeye yol açıyordu. Bu yüzden ülkede okuma yazma bilen sayısı çok azdı.

 

HARF İNKILÂBI

  • Öncelikle şair, tarihçi, edip, dil uzmanı ve milletvekillerinden oluşan bir “Dil komisyonu” kuruldu.
  • Bu komisyon, Latin alfabesini temel alarak Türk Alfabesini hazırladı.
  • Komisyonun teklifi en hızlı beş yıl, en geç 15 yıl içinde bu alfabeye geçilebileceği şeklindeydi. Mustafa Kemal, buna “Bu iş ya üç ayda olur. Ya da hiç olmaz.” Şeklinde karşılık verdi.
  • Mustafa Kemal çıktığı yurt gezilerinde birçok ilde yeni harfleri halka tanıttı.
  • 1 Kasım 1928’de TBMM, “Yeni Türk Harfleri Hakkında Kanun”u kabul etti.

 

DİKKAT: Harf İnkılâbı ile ilgili, “bir gecede bütün bir millet cahil bırakıldı.” “bu inkılapla milleti dininden koparmak istediler.” Şeklindeki iddialar gerçeği yansıtmamaktadır. Şöyle ki; Harf inkılâbından önce ülkede okuma yazma bilenlerin oranı erkeklerde % 7, kadınlarda %04(binde 4) Harf inkılâbından sadece 10 yıl sonra bu oran %20’ye çıkar.

DİKKAT: Yukarıda anlatığımız sebeplerden dolayı, Harf İnkılâbı doğrudan İnkılâpçılıkla ilgilidir. Kesinlikle Laiklikle ilgisi yoktur.

DİKKAT: Harf inkılâbının kabul edildiği yıllarda Orta Asya Türkleri de Latin alfabesi kullanmaktaydı. Latin harflerini kabul etmemizin bir sebebi de budur. Orta Asya Türkleri ile aynı yazıyı kullanarak, kültürel bağlar kurmak isteriz. Ancak Rusya buna izin vermez. Biz Latin harflerini kabul edince onlarda Kiril alfabesine geçiş yaparlar.

 

MİLLET MEKTEPLERİ

      

  • Harf inkılâbından sonra, Ülkede okuma-yazma seferberliği ilan edildi.
  • 24 Kasım 1928’de Millet Mektepleri açıldı. Okul çağının dışında kalmış16-45 yaş arasındaki herkes, okuma-yazma öğrenebileceği Millet Mekteplerine gitmiştir.

DİKKAT: Mustafa Kemal, 24 Kasım 1928’de Başöğretmen sıfatını almıştır. Bu tarih ülkemizde “öğretmenler günü” olarak kutlanmaktadır.

DİKKAT: Millet mektepleri sosyal devlet anlayışının bir ürünü olduğu için Atatürk ilkelerinden HALKÇILIK ilkesi ile ilgilidir. Ayrıca okur-yazar oranını artırma temel amaç olduğu için İNKILÂPÇILIK ilkesi ile ilgilidir.