AVRUPA’DA DÜŞÜNCE ALANINDAKİ GELİŞMELER

  • Avrupa’da 16. ve 17. yüzyıllarda meydana gelen Coğrafi Keşifler, Rönesans ve Reform Hareketleri 17. ve 18. yüzyıllarda Avrupa’nın sosyal, siyasal, ekonomik, askeri, kültürel, dini ve düşünce alanlarında önemli değişimlere ve gelişmelere zemin hazırladı.
  • Bir taraftan skolastik düşüncenin zayıflaması ile modern düşüncenin temelleri atılırken, diğer taraftan Reform hareketleri bu düşüncenin gelişmesine katkıda bulundu.

Bütün bu gelişmeler;

  • Avrupa’da 17. yüzyılda “Akıl Çağı”
  • 18. yüzyılda “Aydınlanma” dönemini ortaya çıkarmıştır.

Böylece önceki yüzyıllara göre, bilgiye ulaşma ve kullanmada akıl, deney ve gözlem yöntemi ön plana çıkmıştır.

 

Aydınlanma düşüncesinin ortaya çıkışında aşağıdaki bilim ve düşünce adamlarının eserleri, çalışmaları önemli rol oynamıştır.

Kopernik (Copernicus):

  • 16. yüzyılda yaşamış ve çalışamalar yapmış bir bilim adamıdır.
  • Dünyanın yuvarlak olduğunu, Dünyanın güneşin çevresinde döndüğünü ve güneş sistemini keşfetmiştir.
  • Böylece Kilisenin dogmalarına karşı çıkmıştır.
  • Bu nedenle onun eserleri modern bilimsel devrimin başlangıcı sayılır.
  • Onun fikirleri Rönesans döneminde doğmuş, Aydınlanma döneminde olgunlaşmıştır.

 

Makyavelli;

  • Makyavelli de 16. yüzyılda yaşamıştır.
  • Ancak onun fikirleri modern toplum ve modern devlet düzeninin ortaya çıkışında etkili olmuştur.
  • “Hükümdar” adlı eserinde; bir hükümdarın gücünü hiç bir şeyin sınırlandırmaması gerektiğini, Din ile devlet işlerinin ayrılması gerektiğini, hatta hükümdarın, dini kendi gücünü pekiştirmek için kullanması gerektiğini savunmuştur.

 

Immanuel Kant;

  • Aydınlanma düşüncesini felsefi temellere oturtan kişidir.
  • Onun parolası “Aklını kendin kullanma cesaretini göster.” Aydınlanmanın temel hareket noktası olmuştur.

 

John Locke:

  • İngiltere ve Avrupa’da “Aydınlanma Felsefesi”ni canlandırmıştır.  
  • Bilginin ancak deneyle kazanılabileceğini, kültürün tüm alanlarda tam anlamıyla serbest olması gerektiğini ve insanların özgür düşünceye sahip olarak davranışlarının akla uygun olmasını savunmuştur.

 

Jean Jak Russo:

  • “İnsanın bir mesleğin insanı olmadan önce, insanı insan olarak ele almanın gerekli olduğunu ve insan olmak için eğitimin vazgeçilmezliğini, eğitimde sadece çocuğun aklına hitap etmek değil, deney ve yaşantılarla da desteklemesi gerektiğini vurgulamıştır.”

 

  • Aydınlanmacı düşünürler her şeyi yeniden tanımlama ve sorgulamanın yolunu açtılar.
  • İnsanla ilgili ne varsa; doğa, insan, akıl, din, tanrı, bilim gibi kavramları akıl, deney ve gözlem üçgeninde ele aldılar.
  • Felsefelerini: İnsanın kendi aklını kullanmaya başlaması olarak tanımladılar. Dolayısıyla akılla kavranmayan, deney ve gözlemle ispat edilmeyeni reddetme yoluna gittiler.
  • Bununla birlikte aydınlanmacı düşünürler arasında Hıristiyanlık öğretisine bağlı kalanların yanında,
  • Evrendeki her şeyin maddeye dayalı olduğunu savunan “Materyalizm” felsefesini benimseyenler de oldu.

SONUÇ:

  • Bu dönemde deney ve gözlemin ön plana çıkması Avrupa’da fizik, kimya, astronomi ve tıp gibi birçok alanda buluşlar yapılarak insan yaşamını kolaylaştıran gelişmeler ortaya çıktı.
  • 17. ve 18. yüzyıl düşünürleri Avrupa’nın toplumsal hayatını ve mutlakıyet yönetimini eleştirmeye başladılar. Bu durum halkın bilinçlenmesine ve Avrupa’da ihtilallere sebep oldu.

Böylece;

  • Avrupa’da toplumsal yapıda eşitlik, siyasi alanda parlamenter sistem ve demokrasinin gelişmesine zemin hazırlandı.
  • Kilisenin eski gücünü kaybetmesiyle de din ve vicdan özgürlüğünü hedefleyen laiklik anlayışı gelişti.

Bu gelişmeler;

  • SANAYİ İNKILÂBINDA
  • AMERİKA’NIN KURULUŞUNDA
  • FRANSIZ İHTİLALİNDE etkili oldu.