DİKKAT: Osmanlı devleti dönemindeki eğitim sistemini bilirsek, bu inkılâba neden ihtiyaç duyulduğunu da yapılan inkılâbın tam olarak ne olduğunu da daha iyi anlayabiliriz.

 

Osmanlı Devleti döneminde

1. Eğitim-Öğretimde birlik yoktur. Bir tarafta eski usül eğitim veren mahalle mektepleri ve medreseler varken diğer yanda, Tanzimat döneminden itibaren açılmaya başlayan batılı tarzda, modern eğitim veren okullar vardır. Bu iki eğitim sisteminden birbirini anlamayan, dünya görüşleri tamamen farklı insanlar yetişmekteydi. Bu durum milli birlik ve beraberliğe büyük zarar vermekteydi.

2. Bu okulların yanında Cemaat okulları ve yabancı okullar vardı.  Bu okullardaki eğitim-öğretime Osmanlı devleti hiç karışmamıştı. Bu okullarda devlete büyük zarar veren eğitim faaliyetleri yürütülmüştü.

3. Osmanlı Devletinin belirgin ve tek elden yürütülen bir eğitim politikası, müfredat programı yoktu. Her eğitim kurumu kendi müfredatını uygulamaktaydı.

4. Osmanlı’dan kalan eğitim kurumlarının Türkiye Cumhuriyeti’nin ihtiyaçlarını karşılamamaktaydı.

Sonuç olarak:

  •  Mustafa Kemal’in eğitim-öğretimde köklü değişiklikler yapmak istemesinin birçok sebep vardır.
  • Mustafa Kemal Türk milletinin düştüğü durumun asıl sebebinin cahillik olduğunun farkındaydı. Cahillik Ancak, devlet eliyle planlı ve koordineli bir eğitim seferberliği ile yenilebilirdi.
  • Eğitim sadece devletin kontrolünde olmalıydı.
  • Yeni kurulacak eğitim sistemi modern ve laik eğitim vermeli, çağın ihtiyaçlarını karşılamalıydı.
  • Tüm halkı kapsamalı, Eğitimde fırsat eşitliği yaratmalıydı.

 

Tevhid-i Tedrisat Kanunu (3 Mart 1924)

Kanunun kelime anlamı: “Öğretimde Birliğin sağlanması” demektir.

Çıkarılan bu kanunla;

  • Türkiye’deki bütün eğitim öğretim kurumları Milli Eğitim Bakanlığına bağlandı.
  • Şeriyye ve Evkaf Vekâletine bağlı bütün medreseler, Askerî Rüştiye ve İdadiler, yetim mektepleri Millî Eğitim Bakanlığına bağlanmıştır.
  • Artık işlevini yerine getiremez durumdaki medreseler kapatıldı.
  • İlahiyat Fakülteleri ve din adamı yetiştirecek okulların kurulmasına karar verilmiştir.

Ayrıca; Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile       

  • Yabancı okullara kısıtlamalar getirilmiştir.
  • Bu okulların tamamı MEB’e bağlandı.
  • Bu okullarda, Türk öğretmenler tarafından Türkçe genel kültür dersleri verilmesi zorunlu hale getirildi.
  • Bu okulları Türk müfettişlerin denetlemesi zorunlu hale getirildi.
  • Bu okullardaki öğretmenlerin dini kıyafetle okulda dolaşmaları yasaklandı.
  • Bu okullarda öğrencilerin dini ayinlere zorlanmaları yasaklandı.

NOT: Yabancı Okullar ile ilgili bu düzenleme yapıldığında Yabancı Devletler konuyu görüşmek için başvuru yaptılarsa da hiç biri kabul görmedi. Çünkü Lozan Barış Antlaşmasında bu konunun bir iç mesele olduğu kabul edilmiştir.

 

DİKKAT:

  • Tevhid-i Tedrisat Kanunu, Dini eğitimin yerine Çağdaş eğitimi getirdiği için, Bu kanun kapsamında medreseler kapatıldığı için Atatürk ilkelerinden ilk ve en çok LAİKLİK ilkesi ile ilgilidir.
  • Özellikle Yabancı okullar ilgili düzenleme sorulduğu takdirde o zaman Atatürk ilkelerinden MİLLİYETÇİLİK ilkesine ulaşabiliriz.
  • Ayrıca biraz dolaylı düşünürsek rahatlıkla Halkçılık ve İnkılâpçılık ilkelerine de ulaşabiliriz.

 

Maarif Teşkilatı Kanunu(1926)

  • Millî Eğitim Bakanlığı’nın nasıl çalışacağı Maarif Teşkilatı Kanunu ile belirlenmiştir.
  • Türkiye’de İlkokul, lise ve üniversitelerde verilecek eğitimin esasları bu kanunla düzenlenmiştir.
  • Bu kanunla bugünkü eğitim sisteminin ana çizgileri oluşturuldu.