Tekke: Tarikat üyelerinin toplandıkları, ibadetlerini yaptıkları ve hatta yaşamlarını sürdürdükleri mekânlara denir.

Zaviye: Tekkenin küçüğüdür. Yani zaviye de tarikat merkezidir.

DİKKAT: Buraları Cami ve mescit ile karıştırmamak gerekir. Bunların arasındaki fark bize laikliğin ne olup; ne olmadığını gösterir.

  • Osmanlı Devleti’nin ilk zamanlarında önemli işler üstlenen tarikatlar, zamanla asıl amaçlarını kaybederek bazı kişilerin siyasi ve ekonomik çıkarlarına hizmet eden yerler olmuşlardır.
  • Özellikle Şeyh Sait isyanı süreci hızlandıran bir etken olmuştur.
  • Mustafa Kemal, Şeyh Sait İsyanının ardından “Ölülerden medet ummak, medeni bir cemiyet için, şindir (lekedir). Efendiler ve ey millet, biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler ve meczuplar memleketi olamaz. En doğru en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır.” sözleriyle, tekke ve zaviyelerin kapatılacağının işaretini verdi.
  • Dinin devlet kontrolü altına alınması ve toplumun birleşmesi gerekiyordu.
  • Bu amaçla 1925’de tekke, zaviye ve türbeler kapatıldı.

Ancak; bu yerlerin mülkiyet haklarına karışılmadı. Cami ve mescitlere dokunulmadı.

DİKKAT: Bu inkılâp Atatürk ilkelerinden en çok LAİKLİK ilkesi ile ilgilidir.

  • Aynı kanunla genelde tarikat üyelerinin kullandığı ve toplumda ayrıcalık bildiren şeyh, mürit, seyyid, şerif, derviş, falcı, üfürükçü, türbedar gibi unvanlar da kaldırılmıştır.

DİKKAT: Kanun önünde eşitliği sağlamak amacıyla yapılan bu inkılâp da Atatürk ilkelerinden HALKÇILIK ilkesi ile ilgilidir. Yalnız buna dikkat edelim, Tekke ve zaviyelerin kapatılması sorulursa cevabımız Laiklik olmalı; Halkçılığa ulaşmamız için soruda yukarıdaki kısmın verilmesi gerekir.