DİKKAT: Osmanlı devleti döneminde halkın giydiği kılık-kıyafeti bilirsek, bu inkılâba neden ihtiyaç duyulduğunu da, yapılan inkılâbın tam olarak ne olduğunu da daha iyi anlayabiliriz.

Osmanlı toplumunda;

  • Kıyafet birliği yoktu. Bir insanın kıyafetinden rütbesi, zenginliği ve ne iş yaptığı anlaşılabiliyordu.
  • Kadınlar peçe ve çarşaf kullanıyordu.

DİKKAT: Şapkadan önce devlet memurlarının kullandığı “Fesin” İslamiyet ile hiçbir alakası yoktur. Hatta fes giyilmesini zorunlu kılan Osmanlı Padişahı II. Mahmut’a halk “Gâvur Padişah” demiştir.

İnkılâbın amacı

  • Türk toplumunun çağdaş medeniyetler gibi yaşamasında görünüşü de önemliydi.
  • Ayrıca kıyafet farklılığı toplumda eşitsizliğe neden oluyordu.

Tüm bunlardan dolayı Atatürk,

  • İlk olarak 1925’te Kastamonu gezisinde şapka ve kasket kullanmaya başladı.
  • Bu gezinin ardından da meclisten kılık kıyafet kanunu (Halkın söylemiyle ŞAPKA KANUNU) çıkarıldı.(1925)

Kanuna göre;

  • Devlet memurlarına şapka zorunluluğu getirilmiştir.
  • Din adamı dışındaki kimselerin dini kıyafetler giymesi yasaklanmıştır.

DİKKAT: Bu kanunda kadınların kıyafetleri ile ilgili herhangi bir düzenleme yoktur.

DİKKAT:

  • Kılık-kıyafet Kanunu, görünüm olarak da Türk halkını çağdaş bir toplum haline getirmeyi amaçladığı için Atatürk ilkelerinden İnkılâpçılıkla,
  • Herkesin benzer kıyafetler giymesini sağlayarak, toplumda giyimden kaynaklanan ayrılığı ortadan kaldırdığı için Halkçılıkla,
  • Din adamları dışındakilerin dini kıyafetler ile dolaşmasını yasakladığı için de Laiklik ile ilgilidir.

Ayrıca,

  • 1934 yılında din adamlarının ibadethaneler dışında dini kıyafetler ile dolaşması yasaklanmıştır. Ülkede dini kıyafet ile dolaşma hakkı yalnızca dinin en üst temsilcisine tanınmıştır. (Örneğin Müslümanlar için sadece Diyanet İşleri Başkanı, bu hakka sahiptir.